2 Ekim 2009 Cuma

Cenaze Nedeniyle Kapalıyız :(

Malesef sevgili agabeyimi trafik kazası nedeniyle bir süre önce kaybettik. Açıkcası bir Blog'u olduğunu bilmiyordum vefatı sonrası bilgisayarını kurcalarken masa üstünde şifre ve blog adresini görüp giriş yaptım. Galatasaray aşığı, futbol delisi, dünya tatlısı, esprili biriydi hepimizin başı sağ olsun. Onu çok özlüyorum blog'una kaldığı yerden devam edip öksüz bırakmak istemezdim burayı ama malesef futbolla çok aşina biri olduğum söylenemez..

Kendisinin o talihsiz Pazardan 2 gün önce benim çektiğim bir fotoğrafı kaldı elimde paylaşayım dedim. Biz arkasından üzülüyoruz ama o Metin Oktay'a yakınım diye seviniyordur şimdi ruhun şad olsun abicim :(( Herkese sonsuz saygılarımla Allah sizlere uzun ömür versin.

Saygılarımla...

12 Eylül 2009 Cumartesi

Galatasaray:3 - Beşiktaş:0

Maç önü yazımda süpriz beklemediğimi Galatasaray'ın maçı alacağını belirtmiştim. Bu öngörü için kahine giden NEO olmaya gerek yok zaten. İşin ilginci net skora rağmen ben bu maçta Galatasaray'ı hiç beğenmedim! Daha ne istiyorsun napalım 10 mu atalım? demeyin bana. Ben oynanan futbolu beğenmedim iyi top çeviremedik, rakibe beklediğimden fazla pozisyon verdik, sıkıcı futbol oynadık ev sahibi olmamıza rağmen geriye çok yaslandık. Kimse gol attıktan sonra Galatasaray taktik gereği geriye yaslandı demesin yanılmış olur tek neden bloklar arası bağlantı ve 1.bölgeden topu alıp servis yapacak oyuncu eksikliğiydi. Malum Galatasaray'ın elindeki stoperlerde oyun kurma özelliği yok o yüzden Ayhan gelip ilk topları oyunu açar servis yapardı onun eksikliği çok hissedildi. Arda'da çok etkisiz olduğu için final bölgesine üretken toplar atılamadı ve taşınamadı. Ön liberolar işin sadece oyun bozma kısmını iyi yaptığı için maestro eksikliği Galatasaray'ı geriye çekilmeye yöneltti. Kewell gollerin içinde olmasına rağmen sol kanatta Hakan Balta'ya hiç yardımı olmadığı için soldan Serdar'a atılan derinlemesine paslar Alacağa Karanlık Kuşağı etkisi yaptı. Allahtan Serdar son vuruşlarda etkisizdi.

Beşiktaş beklediğimden fazlasıyla diri ve istekliydi. Ernst her zamanki gibi göbekte gerekeni fazlasıyla yaptı. Serdar maçın adamı olabilecek pozisyonlara girdi ama beceri noksanlığı yaşadı, Tabata henüz takıma çok yabancı, Nihat hala askerde harbi temizler gibi şaşkındı. Denizli gene abuk bir sistem çıkardı kimin ne oynadığını çözmek biraz zaman aldı, Ekrem bile nerde oynadığının şaşkınlığını yaşadı takımı yakan ise artık emekliliği geldiği bariz gözükün Rüştü'ydü. Ayrıca Galatasaray'da Sabri'nin hakkını vermek lazım tüm eleştirilere rağmen sağ kanatta harikalar yarattı pozizyon kesti atak başlattı daha ne yapayım ulan kendimi sevdirmek için der gibiydi.

Evet yorgun gözüken ve iyi oynamayan Galatasaray buna rağmen maçı farklı alıp beşte beş yaptı. Bir de iyi oynadığını Elano, Arda ve Keita'nın tam performansala oyadığını düşünemiyorum yalnız orta göbekte ki ön liberolardan biri mutlaka servis yapma özellikli olmalı sıkıntı bu maçta belirgindi demem o ki Ayhan bir an önce geri gelmeli..

TÜRKİYE:63 - İSPANYA:60

Son dünya şampiyonu, Avrupa ve Olimpiyat ikincisi olan kadrosunda Gasol kardeşler, Rubio, Navarro, Reyes, Garbajosa gibi hayranlıkla izlediğimiz oyuncular olan İspanyollara karşı kazanan millilerimiz böylece ilk turda rakipler zayıftı diyenlerin ağzını kapatıp tokatı yapıştırmış oldu. Harika savunma yapıp İspanyolları 60 sayıda tuttuğumuz maçta sadece maçın başlarında biraz oyunu tartma aşamasında fazla sayı yedik neyse ki gününde olan Ömer Aşık ve Kerem Tunceri iyi gününde olmaları maçı dengeleyip ilerleyen dakikalarda oyunu kontrol altında tutmamızı sağladı.

Ender diğer maçlara oranla üçlüklerini konuşturamadı, Hido belki skor yapamadı ama savunmada verdikleri dirençte yetti. Ayrıca Hido iki gündür antreman bile yapmıyor acılar içinde oynadı onu da es geçmeyelim. Rotasyon ustası Tanjeviç maça çok iyi başlayan Kerem ve Ömer'i biraz fazla unuttu benchte ama olsun son pozisyonda diri Ömer yaptığı blokla bunda da bir kısmet olduğunu gösterdi. Ersan gene ne kadar üst düzey bir oyuncu olduğunu gösterdi, Semih baya süre aldı ve göz doldurdu.. Maaşallah demeye devam.. Sıradaki gelsin bakiyim!

Salon: Lodz Arena

Hakemler: Shmuel Bachar (İsrail) Sreten Radoviç (Hırvatistan) Robert Lottermoser (Almanya)

Türkiye: Kerem 11, Ömer Onan Ersan 15, Hidayet 2, Ömer Aşık 13, Sinan 2, Semih 11, Ender 4, Oğuz 2, Engin 3

İspanya: Rubio 3, Fernandez 16, Navarro 7, Reyes 8, Pau Gasol 16, Mumbru , Lopez, Marc Gasol 7, Garbajosa 3, Llull

1. Periyot: 20-22

Devre: 36-34 (Türkiye lehine)

3. Periyot: 49-48

11 Eylül 2009 Cuma

Süpriz Olmaz Galatasaray Kazanır


Evet geldi çattı bir derbi maçı daha. Galatasaray'lılar kendinden emin üç puan cepte derken, Beşiktaş'lılar deli cesaretiyle yeneceğiz, Galatasaray balonunu söndüreceğiz, Rijkaard'ın saçlarına Kadir İnanır gibi ak düşereceğiz diye sağda solda açıklamalar yapmakta. Ligin 5.haftası, ilk derbisi hakem Bülent Yıldırım. Hakem demişken Beşiktaş'lılar şimdiden Galatasaray kaç penaltı alır diye tartışma konusu açıp olası mağlubiyete kılıf ararken Ali Aydın ve Olimpiyat Stadında ki skandal iki penaltı kendileri hatırlatıldığında Ali Aydın tavuk karasıydı deyip işin içinde çıkmaya çalışmakta malesef!

Galatasaray lige müthiş transferler yaparek girdi özellikle Keita, Elano transferleri ligimiz için çok değerli isimlerdi. Kenar yönetimi belki dünyada en iyilerden biri bunun karşılığı lige fırtına gibi giriş ve göz kamaştıran futbol. Beşiktaş Köybaşı, Tabata, Ferrari gibi isimlere dünyanın parasını sayıp At Fink'e ile yeni bir Enst kazanmak istedi ama İsmail kadroya zor girer oldu. Fink beklenenden uzak, Ferrari henüz Doğan SLX kıvamında olduğunu gözlendi. Umutlar şimdi Tabata'ya bağlandı.

Ali Sami Yen'de oynanan Galatasaray Beşiktaş derbileri hakkında araştırma yapmadan sırf kafamda son 10 yılı kurcaladığımda atladığım maç yoksa(varsa belirtiniz) bi tek göt donduran Sibirya soğuğunda kılları yüzünden soğuk geçirmeyen Neandertal adamı İbrahim hemde sağ ayağıyla golü atıp Beşiktaş'a maçı getirmişti onun dışında hep Galatasaray galibiyeti.. Gerçi Galatasaray bu maçlarda çok zorlanmasa da iki farktan fazla yaptığı yoktur sanırım. Bu maçta fark bekleyenlere cevap olarak bu istatistik verilmekte. Zaten aksi olursa Beşiktaş taraftarı yenen golleri unutmak için Eternal Sunshine Of The Spotless Mind olayına girip hafızadan golleri silip Jim Carrey gibi kafaya beyaz bere geçirip deli dana gibi etrafta dolanacaktır.

Beşiktaş bu maç için bir maçlığına Bülent Uygun'dan Türbülent işletim sistemini alıp derin analizler ve verilerle maça konsantre olmak zorunda. Galatasaray çok iyi olmadığı zamanlarda bile yendiği Beşiktaş'ı bu kadar favori olduğu bir maçta yenemezse gerçekten süpriz olur. Derbilerde favori kaybeder tabiri Sami Yen maçları için gerçek olmasa gerek ayrıca nedense Beşiktaş'lılar bu maçı çok büyütürken Galatasaray'lılar içerdeki Beşiktaş maçlarını pek ciddiye almaz.

Gelelim teknik taktik verilere. Gökhan Zan, Ayhan yok Elano milli takımdan yorgun döndüğü için yedek başlar deniliyor. Galatasaray milli takımdan formda ve moralli dönen Baros'un arkasına Arda'yı koyacaktır Kewell-Keita kanatlardan hücumu destekleyip Topal-Sarp çift ön liberosu ortasahanın hamallığını yapacaktır. Savunma Sabri, Emre, Servet, Balta olur. Beşiktaş ne yapar nasıl bir kadro çıkarır bilemem Dürülülü Mustafa böyle maçlarda süpriz sever. Mutlaka Galatasaray kanatlarını nasıl durduracağını düşünmüştür elde çok adam var sol için Deli İbo, Köybaşı. sağbek için Kibar Ekrem, Sayanora Toraman, Çakma Rıdvan, İspanyol gribi İbrahim Kaş.. kim oynarsa oynasın hem havanın soğuğundan hem Keita'nın rüzgarından zatüre olabilir dikkat etmeleri lazım. Beşiktaş'ta şu ana kadar izlediğim en büyük sıkıntı hatlar arası kopukluk Denizli kafasına göre bir üçlü yapıp hücuma koyuyır ama bu adamları ne destekleyen var ne pas atan. Göbekte oynayan Ernst'e çok iş düşecek. Fink gene muhtemelen hayal kırıklığı yaratır. Neyse uzun lafın kısası çok Gs-Bjk derbisi gördük bu derbilerde Galatasaray'ın belirgin ağırlığı ve Beşiktaş'ın Samiyen'de anlamsız ürkekliğine tanık olduk skor vermeyi sevmem Galatasaray rahat alır derim sadece. Maç sonu yazısında görüşmek üzere...

Gökhan Gönül'e Haksızlık Yapmayalım!

Milli takımımız için hayati önem Bosna Hersek maçında arzulanan galibiyet gelmeyince herkes saldıracak bir hedef aramaya girişti. Akla maçta en çok göze batan, pozisyona giren adam geldi o da Gökhan Gönül. 1985 doğumlu bu genç adam Oftaş'tan Fenerbahçe'ye transfer olduğunuda adını hemen hemen kimse duymamıştı. Fenerbahçe'nin genç yetenek diye alıp harcadığı adamlardan biri olur gene diye kimse transferi ciddiye almadı ama Gökhan öyle bir performansla oynamaya başladı ki kısa sürede kendi takımında ilk 11, milli forma derken gelmiş geçmiş en iyi Türk sağbeklerden biri olduğu yazılıp çizilmeye başlandı. Euro 2008'de olmaması sadece Fenerbahçe'lileri değil herkesi üzdü. Herşey buraya kadar iyi güzel hatta Gökhan için rüya gibi en iyi Türk futbolcular arasında ismi geçeriyor, Avrupa'ya gidecek Türk futbolcu varsa Arda'dan sonra onun adı anılıyordu.

Gelelim başlık konusuna neden olan son Bosna maçına. Ben başka maç mı izledim yoksa bu arkadaşlar futbola farklı gözlerle mi bakıyor anlamadım. İşin içinde başka takım taraftarlarının fanatizmi mi hortladı bilemem. Benim gördüğüm 90 dakika, özellikle maçın ikinci yarısı insiyatif alan, kanatta canı çıkarcasına bindirmeler yapan, atamasa da pozisyona giren bir oyuncunun ceseryürek oyunudur. Maç boyu doğru dürüst bir kanat bindirmesi yapmayan Hakan Balta, ikinci yarı sol kanadı uçursun derken nerdeyse adı hiç duyulmayan Köybaşıya hiç laf yok. Karşı karşıya pozisyonlarda golü harcayan Sercan hiç anılmıyor...

Sol işlemiyor göbek kapalı iş Gökhan'a kaldı çocuk topu her aldığında sağda adam eksiltti, atak başlattı, savunmaların gerisine sızdı ama neymiş final noktalarında beceriksizmiş. Aslında Gökhan sağbekten çıkmayacaktı böylece eleştirilere de maruz kalmayacaktı bu zavallı kalemlerin istediği bu.. Bravo ve alkış sana Gökhan bence bu maçın tek iyisi sendin bildiğin yolda devam et.


10 Eylül 2009 Perşembe

Güven Veren Savunmacılar-Phil Jagielka

Tam adı Philip Nikodem Jagielka olan İngiliz defans oyuncusu. 17 Ağustos 1982 doğumlu. Savunmanın göbeğinde, sağında ve ortasahada defansif olarak oynayabilmekte. 2007'den beri Everton forması giymekte Polonya asıllı olduğunu belirtip performansıyla Capello'nun da dikkatini çektiğini söyleyelim.

Cillop Spikerler Vol.1- Minecan Beyazadam

free counters